
Bir tanıtım biri Godot’umu bekliyorsunuz derse bu da ne demek şimdi dememek için,
Godot bile geldi sen daha gelmedin derlerse bilgimiz olsun diye …..
Godot'yu Beklerken (En attendant Godot) 1949 yılında Fransızca olarak yazılan ve ilk kez 1953te Paris'de sahnelenen, S. Beckett'ın ünlü eseridir. Zamanla ülke çapında bir ün kazandı. 1954 yılında Beckett tarafından bazı değişikliklerleİngilizceye çevrildi ve başka ülkelerde de sahnelenmeye başladı.
Eylemsizliklerine yenilmiş insanların, Godot adında ne olduğunu bilinmeyen bir kimseyi veya "şeyi" beklemelerini konu alan absürd tiyatronun en önemli eserlerinden birisidir.
Godot'yu Beklerken(Oyun)
1952''de, Samuel Beckett''ın oyunu ilk kez sergilendi, halk tarafından çok sevildi ve yaratıldığından beri 20 dile çevrildi. Aslında, 1969''da Nobel Edebiyat Ödülü alan Dublinli Fransız''ın önceki işleri de büyük ilgiyi haketmesine ve halihazırda eleştirmenlerin ve kulağı delik uzmanların ilgisini çekmesine rağmen, oyun yazarı Godot''u Beklerken ile ünlenmeye başladı. Oyun Absürd türe ait, bazı eleştirmenlerce Nietzsche''nin felsefi eserlerine istinaden nihilist bir yaklaşım olarak nitelendirilen, Varoluşçularca saçma olarak nitelendirilen yaşamın doğasına eğiliyor. Godot''u Beklerken alayın, psikoanalizin ve metafiziğin insanın durumuna dair karamsar bir portre çizmek için bir araya geldiği sürrealist bir oyun. Savaş sonrası dönemde yazılmış, ruhları saçma umutlarla beslenen ve neşeli gelişmelerden yoksun bir gerçeklikle yıpranmış aylak aylak gezinen insanlarla dolu bir dünya üzerine acımasız bir döküm, karanlık bir bakış. Dekor arındırılmış (bir yol, bir ağaç) ve dört karakterin, tek umutları gelmeyecek olan bir Godot''u beklemekten ibaret olan sefil serserilerin sade varoluşlarını yansıtıyor. Vladimir ve Estragon birbirlerine karşılıklı şefkat ve yardımlaşma ile göz kulak oluyorlar: birbirlerini Didi ve Gogo olarak çağırıyor, ve günlük sıkıntı ve kederlerini, sabırsızlıklarını ve teslimiyetlerini, umut ve düş kırıklıklarını paylaşıyorlar. Bekleyişleri 2 tuhaf kişi tarafından bölünüyor: birbirlerine bir iple bağlanmış olan kör Pozzo ve dilsiz Lucky. Muhabbetleri anlamsız: sadece zaman öldürüyorlar. Godot''nun gelmeyeceğini, bir sonraki gün için aynı yer ve aynı saatte (ağacın yanında: fallik bir sembol ya da bilgi ağacı) başka bir randevu verdiğini, bu sayede onunla görüşme şansları olabileceğini bildiren bir haberci geliyor...Karakterler üzerinden yakınlık, sahip-köle ilişkileri, ve inanç temaları ortaya atılıyor: Godot sadece ona inanan aciz insanları unutan Tanrı olabilir mi? Pozzo bu soruya hepsinin Tanrı''nın imgesinde yaratıldıklarını ortaya sürdüğünde bir yanıt getiriyor: Godot pekala da kendilerinin gözardı ettikleri bu yönleri olabilir. Veya içlerinden birisi?
|